11 Aralık 2011 Pazar

LONDON BOULEVARD


Ken Bruen’in aynı ismi taşıyan romanından uyarlanmış, 2010 yapımı bir film. Filmde Londra’da hapishaneden tahliye olan Mitchel’in suç dünyasına bulaşmadan yaşamaya çalışması işleniyor.
Filmde başrol oyuncusu Colin Farrell iyi bir iş çıkarmış. Birbirinin zıttı ruh hallerini gayet başarılı bir performansla ortaya koyuyor.
Filmin olay örgüsü gayet iyi şekilde kurgulanmış. Çok fazla özel efektlere ve aksiyon sahnelerine boğulmadan izlenebilir bir intikam filmi ortaya çıkmış. Suç dünyası ile aşk-aile ilişkileri başarılı bir şekilde birbiri içine geçirilmiş.
Film hakkında konuşulması gereken daha önemli ayrıntılar bence filmin alt metinlerinde yer alan temalar. Öncelikle Mitchel’in hapishane’ye girme sebebini bir detay olarak verirken işlenen, ve filmde bazı yerlere serpiştirilen islamofobi gözden kaçmıyor. Bu ayrıntı, direkt bir mesaj olmasa bile, ana karakterin geçmişinde hapishaneye girmesine sebep olan olay, Londra’da müslümanlarla yaşadığı bir kavga olarak veriliyor. Ayrıca ezan sesi gaspçıların işlendiği bir sahnede kullanılıyor. Öte yandan kötü karakterin zencileri bazı sahnelerde hor görmesi, ırkçılığa karşı detaylarla verilen bir mesaj olarak bu filmde yerini alıyor. Bu iki durum bana ırksal ayrıma hayır, dinsel ayrıma evet diyen bir yapımla karşılaşmışım hissi verdi. Bunların yanında, tacize/şiddete uğrayan kadınların yaşadığı sıkıntılı süreçler filmin alt metninde işlenen bir başka tema.
Bu film için muhteşem tanımını yapmak ne kadar imkansızsa, kötü film yorumu yapmak da o kadar imkansız. Bu filmi vasat ve iyi arasında bir yere koymak daha uygun olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder